İçimdeki Fırtına


                                                                            Fethiye Sahil saat 14:45



                    İçimde sanki azgın denizler çoşmuş kalbim fena bir Fırtınaya kapılmış gibi hissediyorum...
Duygularım kabardıkça kabarıyor gözyaşlarım sel olmuş denizin suyuna karışıyormuş gibi. Niye böyle oldum ben? Neyin birikmişliği dışarı çıkmak için çaba sarfediyor? Ne zaman bitecek bu fırtına?

                             Kendimden çok çevremdekilere faydam olmuştur. Verdiğim öğütlerin akılların ve yöntemlerin haddi hesabı yoktur ama mevzu bana gelince köşe sıkışmış kedi yavrusuna dönüşüyorum. Yani hani derler ya " kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş" diye işte o hesap benim ki... 
Herkesle iletişim kurup halimi derdimi anlatabilirken bir kişi var ki ona hiç bişey anlatıp söyleyemez hale gelmek hem deli ediyor beni hemde ağır bir değirmen taşı altında eziliyormuş hissi veriyor.
Sanırım ben çok ama çok sevdiklerim karşısında konuşamıyorum.. Konuşuyorum da böyle pençe penç mücadele hakkını arama durumu vardır yaaa işte onu yapamıyorum... Ama elaleme lafım çok hakkımı yedirmem başkasının da hakkını yedirtmem... 
Ama sevdiğim kişlere fıısss .... O konuşkan tip gidiyor yerine nameci bacı geliyor. Söyleyemediğim ne varsa kime ne diyeceksem başlıyorum yazmaya... Nameler düzüyorum...
Yine başladım nameci bacı style olmaya... Yeni yer yeni yaşam dedim yaa yeni problemler de peşinden gelmeye başladı... Yaşadığım psikolojik, ruhsal ve bedensel değişimleri kimseye anlatamaz oldum onlarda anlamaz sallamaz umarsamaz oldular (bana göre- kafam gidik dedim yaa) 
Umursanmamak çok fena bişeymiş. Kendimi sahillere attım saatlerce 2 gündür.
Nerdesin sormuyorlar
Napıyorsun sormuyorlar
Yalnız mısın ?
İyi misin?
Yok arayan soran yok.. 
Ben böyle durumlarda duramam ararım peşine giderim hatta üstüne gidip gereken neyse onu yaparım..
Sanırım böyle yapmakla ben olayı büyütüyormuşum 2 gündür bunu öğrendim. Kimse peşimden gelmediği gibi arayan soran da olmadı.. Şahane fırtınalar koparan içim ben ve duygularım başbaşa kaldık. Sonuç ise çözümsüz... Sinirle ifade edemediğim için tripçi , name yazdığım için mektupçu oldum.. 😂 Şaka gibi 
O yüzden içimde fırtınalar kopuyor.. (aklıma da şimdi Ebru gündeş'in Fırtınalar koparsa kopsun şarkısı geldi) 
Kafam allak bullak ne yapacağımı bilmiyorum Nasıl davranacağımı da bilmiyorum nasıl tepki vermeliyim ağlamalımıyım susup salllamayım mı hiçbir halt bilmiyorum. Beynim sanki uyuşmuş . Salak salak sahilde oturmuş hem yazıyorum hemde balıklara ekmek atıyorlar onlara mal mal bakıyorum. Bu durum bana o kadar yabancı ki anlatamam (yerde yabancı gidecek yerim konuşup dertleşecek kimsem yok).
Bu iki günlük umursamazlık ne kadar sürer bilmiyorum 🤷♀️ ama şunu biliyorum yıpranmışım yıpranıyorum. Üzülüyorum tabii bu içimdeki fırtına haliyle ıslaklıkta yapıyor. Sokaklarda sulu göz Raziye gibi dolanıyorum( çok ağlaklara öyle derledi küçükken) 
Yazarken zırlıyorum karşılıklı konuşsam kopucam katılacam heralde... 😪 
Desteğe ihtiyacım var hem duygusal hemde profesyonel yardım galiba.. " İnsan kendi kendinin doktorudur" lafını kanıtlıyorum. Teşhis bile koyarım bu kafayla.... Ama haklıyım. Tek bildiğim haklı olduğum.. İçimde biriktirdiğim şeylerin bir araya gelip koca bir ateş topu haline gelmesine ben ve sevdiceğim izin verdi. İşte şimdi o ateş topu götümün dibinde patladı. 
Yaralandım... Yaralamamak için kaçtım. Kaçtım ama peşimden gelen olsun istedim. İstedim ama gelen olmadı 😂😂😂. Ahanda tam bunu yaşadım yaşıyorum... Gülüyorum çünkü şimdi anlatınca komik geldi ama bu haklı olduğum gerçeğini değiştirmez...
Sonuç mu ? 
Yok..... Henüz .... Arayanım soranım merak edenim yok. 
Bakalım bekleyip görücem. Görünce yine yazarım büyük bir ihtimalle....




Yorumlar

Popüler Yayınlar