YİNE BAYRAM VE BEN....
Herkese iyi bayramlar,
Bir ramazan bayramında daha sizlerle birlikteyiz.Ben genelde bayramları seyranları pek sevmem.Geçmişte genelde hiç iyi bir bayram günü geçirmedim belki o yüzden sevmiyorum.Ne zaman evlendim kocamla bayramlarımı geçirmeye başladım işte o günden bu güne bayramlar biraz daha zevkli ve güzel geçmekte...
İnsan geçmişini arkasında bırakmadığı sürece yeni yaşanmışlıklara pek yer açamıyor.Geçmişe yakanı kaptırdığın zaman önüne çıkan her yeni şeyde psikopat gibi geçmişi masaya yatırıyorsun.Geçmişin dersini almayıp bütününü önüne koyuyorsun.Hata tabii..Bunu yapmamak lazım ama elimizde değil sanırım.
''Bir arkadaşım geçmişini affet yüreğin kurtulsun ve önüne bak '' dedi.Çok güzel lafta nasıl yapılacak ?.Zaman alıyormuş ama becerip de yaparsan sana iyi geliyormuş.muşş çünkü bende daha beceremedim.Hırslarım,korkularım,acılarım beynime öyle bir kazınmış ki kurtulmak için uzun bir rehabilite lazım...
Neyse gelelim şekerli mendilli bayramlara...Benim eski bayramlarım da en sevdiğim şey para toplamak yerine mendil toplamaktı.Ben o mendil toplamalara yetiştim.Yaş yavaşça kemale eriyor nasıl olsa.Karşı komşumuz 75 yaşında emekli ilkokul öğretmeni benim cici anne dediğim 2 katlı bir evde oturan mendilcimdi.Her bayramda yılbaşında doğum günümde bana mendil arasında bir çikolata verirdi.Para da verirdi ama ben parayı kardeşime verirdim.Mendil benim için önemliydi.O mendil renkli renkli naif desenli ve garip bir nene kokusu içerirdi.Ve ben onun evindeki mendillerin deki o garip güzel olmayan koku beni büyülerdi.Ben o eve her gittiğimde saatlerce bir koltukta oturup hiç bir yeri karıştırıp gezmeden dururdum.(yani mal gibi yalnızca otururdum.)
Orada yalnızca oturup durmak bana öyle iyi gelirdi ki bunu şimdi anlıyorum.Bana birkaç soru sorar onlara cevap veririm sonra kocaman bir sessizlik....Bu anlattığım dönem Adile Naşit'in televizyonda isimlerimizi saydığı dönemdir.80'ler......Ben koltukta sessizce oturup artık sıkılma zamanım geldiğinde kalkar el öper ve karşı eve geçerdim.Eve geçtiğimde sanki bana orada taş taşıtmışlar gibi yorgun bitkin bitap bir halde kendimi yatağa atardım.
Ben şimdi o eski evin kokusunu hiç bir yerde bulamıyorum mendilde yok.Bu zamanda hiçbir çocuğun mendili yok onlar para yada şeker toplamayı seviyorlar.Hiçbir çocukta senin evine geldiği zaman öyle benim gibi bir koltukta oturup kalmıyor evin her yerini hatta çekmeceleri bile açıp kapatıyorlar.İlk başta bana bir garip gelmişti ama şimdi o kadar garip gelmiyor çünkü devir o devir değil.Biz o yaşlarda bilgisayar nedir bilmiyorduk şimdi kiler ellerinde tabletlerle oyun oynuyorlar.YAAA işte o yüzden o bayramlarla bu bayramlar arasında oldukça fark var.
Ben de bir çocuk sahibi olduğum zaman o da bu zamanları bilmeyecek.Onun zamanı da başka olacak.Bayram mayram bahane devir değişti devir...
Annem gibi konuştum...
Geçmişimizi unutmadan ama yargılamadan affederek yeni çağın eteğinden yakalayarak güzel bayramlar seyranlar geçirmeniz dileğiyle....
Bir ramazan bayramında daha sizlerle birlikteyiz.Ben genelde bayramları seyranları pek sevmem.Geçmişte genelde hiç iyi bir bayram günü geçirmedim belki o yüzden sevmiyorum.Ne zaman evlendim kocamla bayramlarımı geçirmeye başladım işte o günden bu güne bayramlar biraz daha zevkli ve güzel geçmekte...
İnsan geçmişini arkasında bırakmadığı sürece yeni yaşanmışlıklara pek yer açamıyor.Geçmişe yakanı kaptırdığın zaman önüne çıkan her yeni şeyde psikopat gibi geçmişi masaya yatırıyorsun.Geçmişin dersini almayıp bütününü önüne koyuyorsun.Hata tabii..Bunu yapmamak lazım ama elimizde değil sanırım.
''Bir arkadaşım geçmişini affet yüreğin kurtulsun ve önüne bak '' dedi.Çok güzel lafta nasıl yapılacak ?.Zaman alıyormuş ama becerip de yaparsan sana iyi geliyormuş.muşş çünkü bende daha beceremedim.Hırslarım,korkularım,acılarım beynime öyle bir kazınmış ki kurtulmak için uzun bir rehabilite lazım...
Neyse gelelim şekerli mendilli bayramlara...Benim eski bayramlarım da en sevdiğim şey para toplamak yerine mendil toplamaktı.Ben o mendil toplamalara yetiştim.Yaş yavaşça kemale eriyor nasıl olsa.Karşı komşumuz 75 yaşında emekli ilkokul öğretmeni benim cici anne dediğim 2 katlı bir evde oturan mendilcimdi.Her bayramda yılbaşında doğum günümde bana mendil arasında bir çikolata verirdi.Para da verirdi ama ben parayı kardeşime verirdim.Mendil benim için önemliydi.O mendil renkli renkli naif desenli ve garip bir nene kokusu içerirdi.Ve ben onun evindeki mendillerin deki o garip güzel olmayan koku beni büyülerdi.Ben o eve her gittiğimde saatlerce bir koltukta oturup hiç bir yeri karıştırıp gezmeden dururdum.(yani mal gibi yalnızca otururdum.)
Orada yalnızca oturup durmak bana öyle iyi gelirdi ki bunu şimdi anlıyorum.Bana birkaç soru sorar onlara cevap veririm sonra kocaman bir sessizlik....Bu anlattığım dönem Adile Naşit'in televizyonda isimlerimizi saydığı dönemdir.80'ler......Ben koltukta sessizce oturup artık sıkılma zamanım geldiğinde kalkar el öper ve karşı eve geçerdim.Eve geçtiğimde sanki bana orada taş taşıtmışlar gibi yorgun bitkin bitap bir halde kendimi yatağa atardım.
Ben şimdi o eski evin kokusunu hiç bir yerde bulamıyorum mendilde yok.Bu zamanda hiçbir çocuğun mendili yok onlar para yada şeker toplamayı seviyorlar.Hiçbir çocukta senin evine geldiği zaman öyle benim gibi bir koltukta oturup kalmıyor evin her yerini hatta çekmeceleri bile açıp kapatıyorlar.İlk başta bana bir garip gelmişti ama şimdi o kadar garip gelmiyor çünkü devir o devir değil.Biz o yaşlarda bilgisayar nedir bilmiyorduk şimdi kiler ellerinde tabletlerle oyun oynuyorlar.YAAA işte o yüzden o bayramlarla bu bayramlar arasında oldukça fark var.
Ben de bir çocuk sahibi olduğum zaman o da bu zamanları bilmeyecek.Onun zamanı da başka olacak.Bayram mayram bahane devir değişti devir...
Annem gibi konuştum...
Geçmişimizi unutmadan ama yargılamadan affederek yeni çağın eteğinden yakalayarak güzel bayramlar seyranlar geçirmeniz dileğiyle....
Yorumlar
Yorum Gönder